17 Nisan 2025 Perşembe

ANLATSAN DA ANLAŞILMAZ ..

 

    Bazen vurdum duymazlığın en derinliklerine dalmak istiyorum , bazen de tüm yanlışlıklara canı pahasına müdahale etmek istiyorum . Doğrular yok olmuş gibi , yanlışlar baş tacı edilen bir döngünün içerisinde kaybolup gidiyoruz.

     İyilik neydi ? Hatırlamıyorum artık . O kadar kötülüğün içerisinde zerre iyilik kalmadı artık. Yok ettik el birliği ile güzel olan ne varsa . Tıka basa yuttuk da yuttuk kötülükleri. Bazen diyorum toprak nasıl dayanıyor bu kadar kötülüğün üzerinde gezilmesine ,  nasıl tahammül ediyor diye. Gökyüzü hiç bu kadar karanlık olmamıştı . Zifiri karanlık . Kaskatı kesildi. Yağmur artık eskisi gibi yağmıyor . Sanki çamur akıyor başımızın üzerinden . Kar temizliğini yitirdi . Yağdıkça çamura bulandı   ya da hiç temizlemedi yağdığı yerleri . Havası zehir solur gibi nefessiz bıraktı . Yeşilimsi ağaçlar , sarardı , meyve vermez oldu . Kimsenin umurunda mı , taş toprak yok oldu , beton yük taşımaz oldu , dağ barındırmaz oldu , kimsenin ne umurunda , ne de farkında . Bulutlar küstü bizlere . Ay aydınlatmaz oldu , Güneş te ısıtmadı kalpleri . Buz kesti her yer , dondu parçalandı , yine de kimsenin umurunda olmadı .

    Kaybettik bir bir , ilk önce masumluğumuzu yitirdik. Ardından tek tek kaybettik , sevgimizi , inancımızı , sabrımızı , onurumuzu ve en ağırı haya duygumuzu kaybettik. Kaybolan yıllar değil , insanlığımız . Elimizden alınmadı , bile isteyerek verdik her bir vaziyetimizi . Hal böyle olunca başımıza onca kıyamet koptu yine de bir tanesi benim kusurumdandır demedik. Bunu da anlamadık .

   Yabancılaştık . İlk başta kendimizin yabancısı olduk. Hakikatten uzaklaştık. Gözler alıştı , alışılagelmemiş ne varsa normalleşti. Normaller kayboldu. Su kirlendi. Temizlik nedir unuttuk . Arsız olduk , yolsuz yolcu olduk . Ama bir insan olamadık .

   İnsanlık kavramını askıya astık . Hatta hiç işimiz olmadı . Nasiplenmedik , öğrenmedik. Her şey tüketme üzerine kuruldu . Benim hakkım , benim canım , benim keyfim …

     Sonrasın da kala kaldık. Bu yüzyılın en kötü yaşayan canlıları diye başrol oynadık . Milyonlarca yıl tarihe sahip Dünya’nın en yüz karasının ilk temellerini bizler attık . Miladi değişimi bizler başlattık .

   Hiç yeryüzü bu kadar kirlenmemişti. Hiç bu kadar çığırından çıkan toplum olmamıştı . Duyduklarımızın üzerine hiç duyulmamış yaşanmışlıklara şahitlik ettik. Göklere yükseldi , bu sefer göklere yükselen günahlarımız olmadı , Gökyüzüne yükselen tonlarca bombaların etkisi ile göklere yükselen insan bedenleri oldu. Gözlerimiz bunları da gördü . Biz ne olduk böyle . Biz neslinin en korkunç hallerini yaşayan ve bu kirlerin kök saldığı topluğun bireyleri olarak nasıl hala arınmayı hayal edebiliriz . Ellerimiz de kan var , milyonlarca ölen çocuklar var , kadınlar , yaşlılar , siviller , İnsanlar ve işin özü İslamiyet’i yaşayan Mümin ve mümineler in paramparça şehadetlerine şahitlik ettiğin günlerin yaşayanı olarak vay haline , halime ..

   Derin duygularla düşününce bu kadar haksızlığın içerisin de Allah c.c. Cennet ehli kullarını bu karanlığın içerisinde bırakacak değildi. Biz Dünyanın ( kul ) zulmü karşısında dehşete düşerken , nasıl akıl edemeyiz , Allah c.c. Cehennem için ertelenen o günün azabına koştuğumuzu nasıl görmüyoruz , Aklım almıyor.

     Ah Yıldız , vah Yıldız . acınası haline bir yer bulamayan Yıldız . Ölüm istersin de ölüm bile haktan . Günahlarımın süresi ne zaman biterse onu bile kar sayan Yıldız . Cennetten umudunu yitirmiş , Cehennem den kurtuluşumun olmadığına , nefesim kadar yakın olan Yıldız . Sonsuza kadar Cehennem de kalırım korkusu ile ne kadar çabuk ölürsem bu günahların karşısın da , Günahımca cezamı öderim , sonunda Cenneti hayal eden , aciz Yıldız , ne kadar çaresizsin. Ne kabul ediyorsun , ne de bir şey yapabiliyorsun. Bu çaresizlik kahrediyor , içimi paramparça ediyor ama işte bu ama yok mu ! . Bildiğin tüm doğruları yakan , tüm kötülüklerin içerisin de yaşamaya mahkum bırakan ..



  YILDIZ SOYLU 

Hiç yorum yok:

LAAAAAAA (HAYIR) لا

     İnsan bir başka gözün içerisin de nasıl kendini bulabilir ? Kaybolmuş onca yılın , hiç kaybolmadığını hissettiren o derinliği saklaya...