BİR KAPI GICIRTISI ;
Hafif bir irkilme
ama korkmaktan sebep değildi. Beklemiyordum ; aralanın kapının ardından kim
geldi diye düşündüm. Garip değil mi ? Artık normal hayata karşı davranış
biçimlerim değişmişti . İyiye sessizliğe alışmış olmalıyım . Tek bir söz bile
yük gibi . Önce evimin kapılarını kapattım . Sonra odaların kapısı kapandı .
Şuan yaşadığım odada dahi en ufak sese dahi tepki verir oldum. Neden bu kadar
uzaklaştım bu yaşam dan ? .. Bilmiyorum demek isterdim ama bütün sebeplerini
bir bir biliyordum . Güvenim yıkılmış olmalı . Sürekli yaşadıklarım dan dolayı
uzaklaştım her bir kişiden ayrı ayrı . Kimsenin ne sözlerine inanır oldum ,
nede doğruluğu aradığım kişiler kaldı etrafımda . Uzaklaşmak sadece etrafımda
olan kişiler değildi. Bir fiil kendimden de uzaklaşır oldum . Sanki daha güvenilir
bir hayatta yaşıyorum . Sorunlarım daha az gibi hissediyorum . Ailemle dahi konuşmaktan kaçınıyorum . Kimi zaman
sessizliğin bu denli dinlendirici olduğunu öğrenince , neden onca yıl kendimi
harap ettim diye sorgulamaya başladım . İlla yaşamam mı gerekliydi . Yada Yaş
almam mı gerekiyordu .
Yine yaşama dair
iyi bir şeyler yapıyorum . Bunun için kalabalık içinde kaybolmaya gerek yokmuş
. Bazen düşünüyorum ya kulaklarım hiç bu kadar kırıcı sözler duymasaydı yine
aynı duyguları hisseder miydim ? Güvene dair bu kadar tereddüt etmeden baktığım
kişilerin , karşım da avazı çıkana kadar bağırabilmeleri kimin hatasıydı .
Sorguluyorum başta kendimi . Sonra yine kendimi . Ve sadece kendimi
yargılıyorum . Yaşadıklarım nedensiz ve sebepsiz değildi. Ya haketmiştim , ya
hatalarımın bedelini ödüyor olmalıyım , yada imtihan edilen kaderimin
yazgılarını yaşıyordum .
Lakin bende
yoruldum artık . İzin vermek istemiyorum . Hiç kimselere … Ne iyi bir dost
olmaları için nede karşımda duracak bir düşman . En zor olan durumda ,
dostların en ağır darbeleri değilmiydi. Galiba içten içe çok kırgınım . Oldukça
sert bir rüzgar esmiş olmalı ve beni savurmalı ki bu kadar acı bir his var iç
Dünyam da ..
Kapının ardın da kim gelmiş olsa da artık kalbim deki bu içten ve samimi güveni alevlendiremez.
Ben yitirdim , kaçıncı deprem yaşadı bu kalbim bilmiyorum . Kaçıncı bu sarsıntı
. Beni dışarıdaki olumsuzluklar etkilemedi . Ama en içten sevdiklerim ; en çok
beni derinden yaralayan canlarım oldu ..
Güneş doğuyor ,
Gece yarısı oluyor . Zaman su gibi akıp gidiyor . Her sorun düzeliyor , her şey
düzenine ulaşıyor . Emek verilen her şey bir şekil de yoluna koyuluyor. Ama ben
ötelemek istemiyorum . Şuan yada bu aralar çok üzüldüm ise saklamak istemiyorum
. Artık kırgınlıklarımı dile getirmek o güçlü görünen kişiliğin ardında
sakladığım derinden yara alan duygu yüklü hassasiyetleri örtmek istemiyorum .
Ben bir tek Babamın bildiği , geceleri üzüntülerimden sabaha kadar ağlayan ama
sabah’ın ilk ışıklarında yeni güne uyanmanın umudu ile gülen kişi olmak
istemiyorum. Bu aralar üzgün ve kırılan kalbimi toparlamaya çabalıyorsam neden
saklıyorum ki . Güvene dayalı dostlukları kaybettim ise neden örtüyorum
üzerini. Sözünün sahibi olmayan kişilerin üzüntülerini ben taşıyorsam neden
anlatmıyorum .
Elbet
toparlanacağım. Ama beni derinden yaraladınız. Er yada Geç yine her
hissettiklerim gün yüzüne çıkacaktır .
KIRGINIM , ÜZGÜNÜM , TEPKİLİYİM , SUSKUN VE İYİLEŞMEYE ÇALIŞIYORUM ..
BUGÜN YİNE BİR GÜNÜ DOLDURAN SESSİZLİĞİN ARDINDAN , KAPIYI GICIRTADAN O MİNİK ELLERİN ARDINDA BELİREN MASUM ÇOCUĞUN YAŞADIĞI DÜNYA DA
YAŞAMAK İSTİYORUM ..
VESSELAM
YILDIZ SOYLU