15 Ocak 2020 Çarşamba


        BİR KAPI GICIRTISI ;
     Hafif bir irkilme ama korkmaktan sebep değildi. Beklemiyordum ; aralanın kapının ardından kim geldi diye düşündüm. Garip değil mi ? Artık normal hayata karşı davranış biçimlerim değişmişti . İyiye sessizliğe alışmış olmalıyım . Tek bir söz bile yük gibi . Önce evimin kapılarını kapattım . Sonra odaların kapısı kapandı . Şuan yaşadığım odada dahi en ufak sese dahi tepki verir oldum. Neden bu kadar uzaklaştım bu yaşam dan ? .. Bilmiyorum demek isterdim ama bütün sebeplerini bir bir biliyordum . Güvenim yıkılmış olmalı . Sürekli yaşadıklarım dan dolayı uzaklaştım her bir kişiden ayrı ayrı . Kimsenin ne sözlerine inanır oldum , nede doğruluğu aradığım kişiler kaldı etrafımda . Uzaklaşmak sadece etrafımda olan kişiler değildi. Bir fiil kendimden de uzaklaşır oldum . Sanki daha güvenilir bir hayatta yaşıyorum . Sorunlarım daha az gibi hissediyorum .  Ailemle dahi konuşmaktan kaçınıyorum . Kimi zaman sessizliğin bu denli dinlendirici olduğunu öğrenince , neden onca yıl kendimi harap ettim diye sorgulamaya başladım . İlla yaşamam mı gerekliydi . Yada Yaş almam mı gerekiyordu .
      Yine yaşama dair iyi bir şeyler yapıyorum . Bunun için kalabalık içinde kaybolmaya gerek yokmuş . Bazen düşünüyorum ya kulaklarım hiç bu kadar kırıcı sözler duymasaydı yine aynı duyguları hisseder miydim ? Güvene dair bu kadar tereddüt etmeden baktığım kişilerin , karşım da avazı çıkana kadar bağırabilmeleri kimin hatasıydı . Sorguluyorum başta kendimi . Sonra yine kendimi . Ve sadece kendimi yargılıyorum . Yaşadıklarım nedensiz ve sebepsiz değildi. Ya haketmiştim , ya hatalarımın bedelini ödüyor olmalıyım , yada imtihan edilen kaderimin yazgılarını yaşıyordum .
      Lakin bende yoruldum artık . İzin vermek istemiyorum . Hiç kimselere … Ne iyi bir dost olmaları için nede karşımda duracak bir düşman . En zor olan durumda , dostların en ağır darbeleri değilmiydi. Galiba içten içe çok kırgınım . Oldukça sert bir rüzgar esmiş olmalı ve beni savurmalı ki bu kadar acı bir his var iç Dünyam da ..
      Kapının ardın da kim gelmiş olsa da  artık kalbim deki bu içten ve samimi güveni alevlendiremez. Ben yitirdim , kaçıncı deprem yaşadı bu kalbim bilmiyorum . Kaçıncı bu sarsıntı . Beni dışarıdaki olumsuzluklar etkilemedi . Ama en içten sevdiklerim ; en çok beni derinden yaralayan canlarım oldu ..
     Güneş doğuyor , Gece yarısı oluyor . Zaman su gibi akıp gidiyor . Her sorun düzeliyor , her şey düzenine ulaşıyor . Emek verilen her şey bir şekil de yoluna koyuluyor. Ama ben ötelemek istemiyorum . Şuan yada bu aralar çok üzüldüm ise saklamak istemiyorum . Artık kırgınlıklarımı dile getirmek o güçlü görünen kişiliğin ardında sakladığım derinden yara alan duygu yüklü hassasiyetleri örtmek istemiyorum . Ben bir tek Babamın bildiği , geceleri üzüntülerimden sabaha kadar ağlayan ama sabah’ın ilk ışıklarında yeni güne uyanmanın umudu ile gülen kişi olmak istemiyorum. Bu aralar üzgün ve kırılan kalbimi toparlamaya çabalıyorsam neden saklıyorum ki . Güvene dayalı dostlukları kaybettim ise neden örtüyorum üzerini. Sözünün sahibi olmayan kişilerin üzüntülerini ben taşıyorsam neden anlatmıyorum .
  Elbet toparlanacağım. Ama beni derinden yaraladınız. Er yada Geç yine her hissettiklerim gün yüzüne çıkacaktır .
    KIRGINIM  , ÜZGÜNÜM , TEPKİLİYİM  , SUSKUN VE İYİLEŞMEYE ÇALIŞIYORUM ..
BUGÜN YİNE BİR GÜNÜ DOLDURAN SESSİZLİĞİN ARDINDAN , KAPIYI GICIRTADAN O MİNİK ELLERİN ARDINDA BELİREN MASUM ÇOCUĞUN YAŞADIĞI DÜNYA DA YAŞAMAK İSTİYORUM ..


                                             VESSELAM      YILDIZ SOYLU
 


LAAAAAAA (HAYIR) لا

     İnsan bir başka gözün içerisin de nasıl kendini bulabilir ? Kaybolmuş onca yılın , hiç kaybolmadığını hissettiren o derinliği saklaya...