Yıllar önce bir konu hakkında açıklama yapmam gerektiği söylenmişti.
Yıl 2005
Kuranı Kerimin
arasına Hiç yazı yazılmamış boş bir sayfa koydum. Ve bu Kuranı Kerimi bizim
eğitimimizde sorumlu olan yetkiliye iletilmesini gerektiğini söyleyerek bulunduğum
yerde bir daha geri dönmemek üzere dışarıya çıktım .
Kuranı kerimi arkadaşımın eline doğru
uzatırken , içerisin de not kağıdı olduğunu ve bu not kağıdının Kuranı Kerim
ile birlikte ismini söylediğim kişiye iletilmesi gerektiğini önemle rica ettim.
Bir ya da birkaç gün sonra telefonum çaldı .
Özellikle o ana kadar telefonumu açık tuttum. Çünkü o telefon bir daha
açılmamak üzere tamamen kapanacaktı.
S.a
Nasılsın ? Yıldız
toparladın mı , birkaç gün sonra geri gelecektin. Kafanı toparlaman için eve
gönderildin .
As.
Başka cevap vermedim.
Yıldız bana iletilmesi
için Kuranı Kerim bırakmışsın ve içerisin de boş bir sayfa vardı ! . Yanlış
sayfayı koydun sanırım.
Ben : Hayır doğru
sayfayı bıraktım . Okumadınız mı ?
Karşımdaki kişi : Hayır , okumadım , boş bir sayfaydı .
Ben : Evet haklısınız
. Kalem ile lekeleyemeyecek kadar temiz bir sayfa . Ben o sayfaya yazabilecek
tek bir söz dahi bulamadım. Hayatımın en temiz yıllarını , amaçlarımı ,
hedeflerimi , hiç kirlenmemiş niyetimi , uykusuz sabahlarımın , feda ettiğim
canımın karşılığın da , yaşadığım hayal kırıklığı karşısında yazabilecek tek söz
bulamadım.
Karşımdaki kişi : Hala
çok duygusal bakıyorsun yaşanan duruma karşı verdiğin tepki oldukça yüksek .
Ben : Yüksek mi ? Ben
bu gün den sonra hayatım boyunca bir daha sizinle görüşmeyeceğim. Sizden sebep
tanıdığım bütün yerler ile irtibatımı koparacağım. Medrese eğitimin sadece 7
aylık sürecin sonunda tamamen bitti. Ben bir daha asla hiçbir toplumun içerisin
de olmayacağım. Yaşadığım sürece yalnızlığın dışında hiçbir toplu hareketin
içerisin de bulunmayacağım. Benim İslam anlayışımın tamamen yerle bir olmasının
kabul edilir tarafı olmayacağını söylerken , ben şuan kendimi yok etmemek için
Allah c.c sığınıyorum . İslamiyet kusursuzdur . Kusursuz İslamiyet’i hiç kimse
yanlış yansıtamaz. Gerekirse bu yolda ölürüm ama yine de kimse bana aksi
yöndeki durumu kabul ettiremez.
Halbuki canımdan
çok seviyordum. Bu yolda en çok o ablalık yaptı . Anne gibi kucak açtı . Ne
oldu anlamadım . Bir şeyler doğru değil . Ama anlatılanlar aktarıldığı gibi
değildi . Bunu anlayabilecek biriydi. Sıradan biri değildi. O günlerin ileri
gelen Gazetecisi , İslam için cezaevinde kalmış , İslam devletleri arasında büyük
adımlar atan güçlü bir kadındı. Ne olmuştu da birkaç hocanın sözüne kanarak ,
adil olamayan yaptırıma onay vermişti.
Benim haksızlık
karşısında verdiğim tepki , mazlum ve günahsız bir kızın İslam eğitiminin
yarıda kalmasına sebep vermişti. Ve bu kız İsviçre’den gelen Türk ailenin en
gözde çocuğuydu.
İslamiyet
Kusursuz . İslamiyet adil , İslamiyet tertemiz.
Telefonumu kapattım. Ve bir daha o telefonu asla açmadım . Eve
geldim ve kendimi oda ya kilitledim. Tam 6 ay çıkmadım o kapıdan dışarı . Ya
aklımı yiyecektim, ya delirmeden çıkacaktım o odadan. Babam ne çekti elimden.
Tek söz söylemedim. Söylemem de . Sevmiyorum benim yaptıklarımın dışında olan
olayları anlatmayı . ,
O dönemler İslam kadınını
örtünmesinin en güzel haliyle yaşıyordum
. 6 ay ben den çok şeyler aldı . Bir daha o masum Yıldız’ı göremedim. Vicdanını
bir kenara bıraktı o günden sonra . Çok katı , hiç bir tavize izin vermeyen, acımasız bir insana dönüştü resmen . Küçücük olaylarda
bile avazı çıkana kadar bağıran saçma sapan bir Yıldız çıktı karşıma .
Sanki o Yıldız
limitinin son evresine ulaşmıştı. O dönemden önce zorlu bir tedavi süreci geçirmiştim.
Hatta Babam daha çabuk toparlanmam için beni Medreseye gitmem konusunda destekledi.
Aslında o 7 ayda çokça yol kat etmiştim. Tedavi süreci kullandığım ağır ilaçlar
hafiflemişti. Ve işin doğrusu o günden sonra asla ilaç kullanmadım . Şifa
bulmuştum. Benim tek şifam İslamiyet’tir.
Belki de şu gerçeği
yazmak ilk kez bu kadar yerin de olacak. Medrese de olduğum o dönem çok hızlı
bir şekilde ilerliyorduk . O ipin koptuğu sabahın gecesin de kısa bir uyku
vaktin de ?
Gece Kuranı kerim
okuma , teheccüd namazları , siyer , ilmihal , peygamberler hayatı ile zamanın
en bereketli günleriydi ,,
Sabah namazına çok
az vakit kalmıştı , Daldım ve ilk kez İblis rüyama girdi .
Başımın ucun da beni uyandırırken bir kapıyı çalar gibi
kafamın anlımdaki hizaya doğru tık tık sesi çıkar gibi ,
O anı ölene kadar unutmam mümkün değil. Hala pürüzsüz bir
şekilde hatırlarım. Gözlerimi açtım ve başımın ucunda İblis ,
Başımın ucundan
dört bir tarafımı saran çocukları ile birlikte , bir milim kıpırdamak istesem mümkün değil .
İblis : Sen burada
ilim bilgilerini tamamlayacağını mı sanıyorsun dedi. Sen ilim sahibi
olamayacaksın dedi.
Ben de : O halde elinden geleni ardına koyma dedim. Bu
etrafımdakiler kimler dedim.
İblis : Onlar çocuklarım dedi , sana ne kadar güçlü olduğumu
göstermek için onları da getirdim dedi.
Ben de senden korkmuyorum , elinden geleni yap , dedim.
İblis : O korkunç yüzü ile gülümsedi sen göreceksin dedi.
Tam o esnada bizden sorumlu hoca içeri girdi
ve sabah vaktinin yaklaşması sebebi ile uyandırdı ve bir şeyler söyledi. O
söylediklerini kabul etmedim ama oda arkadaşım imtihan olduğunu ve bunu
yapmamız gerektiğin söyledi. Rüya’ dan ortalama 50 dakika sonra ben o
bulunduğum yerde kıyametleri koparacak düzeyde hocaların odasına daldım ..
Öğlen vakti olduğum da bir daha
geri dönmemek üzerine çıktım.
O gün Yıldız öldü
sanırım. Son inandığı ve ömrü buyunca ne olursa olsun tutunduğu dal , ağaç
kökleri ile sökülmüş gibiydi.
Üzerinden koskoca
20 yıl geçti. Bunu ilk kez kaleme aldım. Babam’la yaşadığım son günü yazdıktan
sonra başka bir boyut oluştu üzerimde.
Hayat hikayemi yazmamı
beklemeyin. Ben yaşadığım sürece hayatım benim özelimdir. Bu konudaki
hassasiyetim esastır. Ama bu özel bir konu değil. Bu benim hayatımın kırılma
noktası .
O güne kadar kötülüklere
karşı bile sesini çıkarmayan , öldürülse bile sessizce nefesimin sesini vermek
için çabalayan biri vardı .
Ama ne olursa olsun ,
Tek destekçim Babamdı. O benim hayatımın en büyük gücüydü.
O günden sonra eski Yıldız’ ı bir daha görmedim.
6 ayın sonunda odanın
kapısını açarken bir daha eski Yıldız olmayacağımı anlamıştım ama kabul etmek çok
uzun sürdü.
Aslında o bastırılmış duygumun gerçek nedeni
İslamiyet’in bende yarım kalmasıydı. Gazze yeniden beni hatırlattı. O ilk günlerim
Gazze de yaşayan Müslümanlar gibiydi. Tek başıma kalacağım derken her şeyi bir
bir unutmuş ya da hatırlamıyordum.
Eski Yıldız uyandı
.
Yıldız’ın baskısı
ile ne yapacağım bilmiyorum .
Bırak diyor , her şeyi
bırak ve o ilk Yıldız ol .
Vesselam
Not : Hac
dönemleri Şeytan taşlamaya geldiğimiz zaman deliler gibi gülümsememin sebebi’
de bu.
2005 yılında sen geldin ,
Ben de iadeyi ziyaret yapıyorum der gibi aşırı mutlu
oluyorum . Her attığım taş sayısınca yüz yüze tanışıyoruz zaten diyorum .
Yıldız Soylu