28 Temmuz 2025 Pazartesi

İblis ile karşı karşıya .

 

Yıllar önce bir konu hakkında  açıklama yapmam gerektiği söylenmişti.

Yıl 2005

  Kuranı Kerimin arasına Hiç yazı yazılmamış boş bir sayfa koydum. Ve bu Kuranı Kerimi bizim eğitimimizde sorumlu olan yetkiliye iletilmesini gerektiğini söyleyerek bulunduğum yerde bir daha geri dönmemek üzere dışarıya çıktım .

    Kuranı kerimi arkadaşımın eline doğru uzatırken , içerisin de not kağıdı olduğunu ve bu not kağıdının Kuranı Kerim ile birlikte ismini söylediğim kişiye iletilmesi gerektiğini  önemle rica ettim.

 

      Bir ya da birkaç gün sonra telefonum çaldı . Özellikle o ana kadar telefonumu açık tuttum. Çünkü o telefon bir daha açılmamak üzere tamamen kapanacaktı.

    S.a

 Nasılsın ? Yıldız toparladın mı , birkaç gün sonra geri gelecektin. Kafanı toparlaman için eve gönderildin .

   As.

    Başka cevap vermedim.

  Yıldız bana iletilmesi için Kuranı Kerim bırakmışsın ve içerisin de boş bir sayfa vardı ! . Yanlış sayfayı koydun sanırım.

   Ben : Hayır doğru sayfayı bıraktım . Okumadınız mı ?

Karşımdaki kişi : Hayır , okumadım , boş bir sayfaydı .

Ben :  Evet haklısınız . Kalem ile lekeleyemeyecek kadar temiz bir sayfa . Ben o sayfaya yazabilecek tek bir söz dahi bulamadım. Hayatımın en temiz yıllarını , amaçlarımı , hedeflerimi , hiç kirlenmemiş niyetimi , uykusuz sabahlarımın , feda ettiğim canımın karşılığın da , yaşadığım hayal kırıklığı karşısında yazabilecek tek söz bulamadım.

   Karşımdaki kişi : Hala çok duygusal bakıyorsun yaşanan duruma karşı verdiğin tepki oldukça yüksek .

 Ben : Yüksek mi ? Ben bu gün den sonra hayatım boyunca bir daha sizinle görüşmeyeceğim. Sizden sebep tanıdığım bütün yerler ile irtibatımı koparacağım. Medrese eğitimin sadece 7 aylık sürecin sonunda tamamen bitti. Ben bir daha asla hiçbir toplumun içerisin de olmayacağım. Yaşadığım sürece yalnızlığın dışında hiçbir toplu hareketin içerisin de bulunmayacağım. Benim İslam anlayışımın tamamen yerle bir olmasının kabul edilir tarafı olmayacağını söylerken , ben şuan kendimi yok etmemek için Allah c.c sığınıyorum . İslamiyet kusursuzdur . Kusursuz İslamiyet’i hiç kimse yanlış yansıtamaz. Gerekirse bu yolda ölürüm ama yine de kimse bana aksi yöndeki durumu kabul ettiremez.

   Halbuki canımdan çok seviyordum. Bu yolda en çok o ablalık yaptı . Anne gibi kucak açtı . Ne oldu anlamadım . Bir şeyler doğru değil . Ama anlatılanlar aktarıldığı gibi değildi . Bunu anlayabilecek biriydi. Sıradan biri değildi. O günlerin ileri gelen Gazetecisi , İslam için cezaevinde kalmış , İslam devletleri arasında büyük adımlar atan güçlü bir kadındı. Ne olmuştu da birkaç hocanın sözüne kanarak , adil olamayan yaptırıma onay vermişti.

   Benim haksızlık karşısında verdiğim tepki , mazlum ve günahsız bir kızın İslam eğitiminin yarıda kalmasına sebep vermişti. Ve bu kız İsviçre’den gelen Türk ailenin en gözde çocuğuydu.

      İslamiyet Kusursuz . İslamiyet adil , İslamiyet tertemiz.

 

Telefonumu kapattım. Ve bir daha o telefonu asla açmadım . Eve geldim ve kendimi oda ya kilitledim. Tam 6 ay çıkmadım o kapıdan dışarı . Ya aklımı yiyecektim, ya delirmeden çıkacaktım o odadan. Babam ne çekti elimden. Tek söz söylemedim. Söylemem de . Sevmiyorum benim yaptıklarımın dışında olan olayları anlatmayı . ,

    O dönemler İslam kadınını örtünmesinin  en güzel haliyle yaşıyordum . 6 ay ben den çok şeyler aldı . Bir daha o masum Yıldız’ı göremedim. Vicdanını bir kenara bıraktı o günden sonra . Çok katı , hiç bir tavize izin vermeyen, acımasız bir insana dönüştü resmen  . Küçücük olaylarda bile avazı çıkana kadar bağıran saçma sapan bir Yıldız çıktı karşıma .

    Sanki o Yıldız limitinin son evresine ulaşmıştı. O dönemden önce zorlu bir tedavi süreci geçirmiştim. Hatta Babam daha çabuk toparlanmam için beni Medreseye gitmem konusunda destekledi. Aslında o 7 ayda çokça yol kat etmiştim. Tedavi süreci kullandığım ağır ilaçlar hafiflemişti. Ve işin doğrusu o günden sonra asla ilaç kullanmadım . Şifa bulmuştum. Benim tek şifam İslamiyet’tir.

  

   Belki de şu gerçeği yazmak ilk kez bu kadar yerin de olacak. Medrese de olduğum o dönem çok hızlı bir şekilde ilerliyorduk . O ipin koptuğu sabahın gecesin de kısa bir uyku vaktin de ?

   Gece Kuranı kerim okuma , teheccüd namazları , siyer , ilmihal , peygamberler hayatı ile zamanın en bereketli günleriydi ,,

    Sabah namazına çok az vakit kalmıştı , Daldım ve ilk kez İblis rüyama girdi .

Başımın ucun da beni uyandırırken bir kapıyı çalar gibi kafamın anlımdaki hizaya doğru tık tık sesi çıkar gibi ,

O anı ölene kadar unutmam mümkün değil. Hala pürüzsüz bir şekilde hatırlarım. Gözlerimi açtım ve başımın ucunda İblis ,

    Başımın ucundan dört bir tarafımı saran çocukları ile birlikte , bir milim kıpırdamak istesem mümkün değil .

İblis :  Sen burada ilim bilgilerini tamamlayacağını mı sanıyorsun dedi. Sen ilim sahibi olamayacaksın dedi.  

 Ben de :  O halde elinden geleni ardına koyma dedim. Bu etrafımdakiler kimler dedim.

İblis : Onlar çocuklarım dedi , sana ne kadar güçlü olduğumu göstermek için onları da getirdim dedi.

Ben de senden korkmuyorum , elinden geleni yap , dedim.

İblis : O korkunç yüzü ile gülümsedi sen göreceksin dedi.

  Tam o esnada bizden sorumlu hoca içeri girdi ve sabah vaktinin yaklaşması sebebi ile uyandırdı ve bir şeyler söyledi. O söylediklerini kabul etmedim ama oda arkadaşım imtihan olduğunu ve bunu yapmamız gerektiğin söyledi. Rüya’ dan ortalama 50 dakika sonra ben o bulunduğum yerde kıyametleri koparacak  düzeyde hocaların odasına daldım ..

    Öğlen vakti olduğum da bir daha geri dönmemek üzerine çıktım.   

 

    O gün Yıldız öldü sanırım. Son inandığı ve ömrü buyunca ne olursa olsun tutunduğu dal , ağaç kökleri ile sökülmüş gibiydi.

   Üzerinden koskoca 20 yıl geçti. Bunu ilk kez kaleme aldım. Babam’la yaşadığım son günü yazdıktan sonra başka bir boyut oluştu üzerimde.

 

 Hayat hikayemi yazmamı beklemeyin. Ben yaşadığım sürece hayatım benim özelimdir. Bu konudaki hassasiyetim esastır. Ama bu özel bir konu değil. Bu benim hayatımın kırılma noktası .

    O güne kadar kötülüklere karşı bile sesini çıkarmayan , öldürülse bile sessizce nefesimin sesini vermek için çabalayan biri vardı .

 Ama ne olursa olsun , Tek destekçim Babamdı. O benim hayatımın en büyük gücüydü.

  O günden sonra eski Yıldız’ ı bir daha görmedim.

 6 ayın sonunda odanın kapısını açarken bir daha eski Yıldız olmayacağımı anlamıştım ama kabul etmek çok uzun sürdü.

      Aslında o bastırılmış duygumun gerçek nedeni İslamiyet’in bende yarım kalmasıydı. Gazze yeniden beni hatırlattı. O ilk günlerim Gazze de yaşayan Müslümanlar gibiydi. Tek başıma kalacağım derken her şeyi bir bir unutmuş ya da hatırlamıyordum.

   Eski Yıldız uyandı .

    Yıldız’ın baskısı ile ne yapacağım bilmiyorum .

 Bırak diyor , her şeyi bırak ve o ilk Yıldız ol .

 

Vesselam

 

     Not : Hac dönemleri Şeytan taşlamaya geldiğimiz zaman deliler gibi gülümsememin sebebi’ de bu.

2005 yılında sen geldin ,

Ben de iadeyi ziyaret yapıyorum der gibi aşırı mutlu oluyorum . Her attığım taş sayısınca yüz yüze tanışıyoruz zaten diyorum .

 

Yıldız Soylu

 

LAAAAAAA (HAYIR) لا

     İnsan bir başka gözün içerisin de nasıl kendini bulabilir ? Kaybolmuş onca yılın , hiç kaybolmadığını hissettiren o derinliği saklaya...