22 Nisan 2025 Salı

Öyle bir düzenin olsun ki !

 

         Öyle bir düzen oluşturun ki kendinize ! Kim ne yaparsa yapsın sizi asla sarsmasın ..

  Hayatın çok kısa bir zaman içerisinde yaşanıldığını düşündüğüm zaman başlangıç olarak oldukça güçlü bir temel oluşturmamıza yardımcı olan bir etken. Şöyle söylemem oldukça basit bir söz ama çok anlamlı . Kısacık hayatımda yük edineceğim amaçlar dünyalık mevzular olmamalı . Bilinçli bir yaşam oluşturulması zor değil. Yapısal özellikleri belirlemek temel kaynakların en başarılı şıkları arasında. Her kişinin yaratılış özelliğine göre ya da büyüdüğü ortamlarında artı ve eksileri ile oldukça dengeli ya da  dengesiz oluşumlar oluşturabilir. En belirgin özellikleri iyileştirme çabaları ile daha iyi olabilmesi için emek harcamak en doğru yatırımlar arasında. Bazen bizleri eksiye çeken yapı taşlarımız da var . Onları görmezden gelemeyiz. Belki de bize yardımcı olacak en etken özellikler arasında . Korkularımızla yüzleşmek zorundayız. Yoksa korkularımız ayak bağı olacaktır.

    Keşfedilmesi gereken ilk önce insanın ta kendisidir. Her insanın kendine özel bir dna’sı var. Biz kimsenin bir benzeri değiliz. Bazı özellikleri genetik özelliği ile yaşıyor olmamız , parmak izlerimizin bir başkasında olma olasılığın imkansızlığı ile ne kadar özel bireyler olduğumuzun en belirgin özelliği. Bu kadar artıların içerisinde neden bu kadar karamsar olduğumuzu anlamakta zorluk çekiyorum .

   Allah c.c. beni yarattı . Ve sadece beni , benim yaptıklarım ile sorgulayacak. Annemin , babamın yaptığı kişisel sevaplarından hak sahibi olmamı sağlamadığı gibi günahlarına da ortak olmayacağım. Bu sebepten dolayı ilk önceliğimiz aile iken bu kadar bağımlı ama bir o kadar da bağımsızlık durumu karşısında anlamakta zorluk çektiğimiz konular neler acaba ?

   Bilinçli bir Müslüman esasında Dünya da yaşadığı sürece yaşayacağı ne olursa olsun , her yaşadığının bir cevabı bulunmaktadır. Milyonlarca yıl var olan Dünya’nın ilk var olduğu zamanın dan itibaren İnsanoğlunun yaşadıklarını anlatan ve öğrenmemizi sağlayan tüm süreçlerin nasıl olduğunu ve nasıl sonuçlanacağını öğreten İslamiyet’i hala hayatımızın ilk önceliği olmadığı , her konuda, her yerde,  her durumda , Dünya ‘ da yaşananlar karşısında kaybetmeye mahkum olduğumuzu söylemeden edemeyeceğim.

   Akıl ne kadar büyük bir nimet . Dünya da hiçbir zenginlik kavramı ile ölçülemeyecek kadar büyük bir varlık . İnsanı muhatap alan ve karşılığında ya kazanacağımız ya da kaybetmenize sebep olacak tek neden. Bu kadar net olan bir bilgi karşısında hala anlamamak ve hala boşluklar içerisinde kaybolmak Akıl işi değil . Dünya da yaşamın süresince yaşayacakların bir kısmına alışık olmuş olsan da bir çok durum karşısında bilgisiz ve deneyimsiz kaldığın mevzular çok daha fazla . Bu süreçleri kontrol edebilmek yine insanoğlunun iradesi ve niyetleri ile oluşum sağlar. Basit ve sıradan biri olmak daha kolaydır. Ama sana verilen görünmeyen güçleri kullanmakta Akıl işidir. Ne demiştim hayat çok kısa . Bu kısa hayatın içerisin de yaşayacağım sürenin sınırları mevcut. Boşa vakit harcamaktan korkuyorum. Öğreneceğim bilgilere bile ayırdığım zamanın hesabı sorulacak bana . İlk önceliğim nedir ? Önceliğim İslamiyet’in esasının dışında kalıyorsa işte tüm dengelerin bozulmaya yüz tuttuğu gerçeğini saklayamam . İlk önceliğim doğruluk olmak zorunda . Ben doğruları öğrenmeden yanlışları nasıl çözeceğim. Yanlış doğruları getirmez . Ama doğrular yanlışların ne olduğunu öğretir. Nasıl başlarsan öyle yaşarsın bu hayatı . Bu Dünya’ ya neden gönderildik. Bunun bir sebebi olmalı ?

     En iyi eğitim almak için mi , Kalıcı olmadığın Dünya içerisinde en büyük projeleri yapmak mı ? İyi bir insan olmak mı ? Yoksa ilk başta neden gönderildiğini tam anlamı ile öğrenmek mi  ! ?

   İşte beni yıkılmaz yapan en büyük etken. Teslimiyet .  

       Teslimiyetin bana öğrettiği en önemli nedeni  , ne olursa olsun Hakkın izninin dışında hiçbir şeyin olmayacağına olan inancımdır. Ya imtihanım ya da hatalarımın cezası . Yaşadığım imtihan karşısın da kendi irademle oluşturduğum bilgilerin yansıması değil mi ! Ya öğrendiklerim yanlışsa . İşte yanlış olmayan tek gerçek var o da İslamiyet.

     Kar yağar , ağaçların dalları kupkuru olur  . Bahar da ufak bir hareketlenme , tomurcuk ve çiçekler açar. Yaz ayı geldiği vakit açan çiçekler meyve veren ağaçlara dönüşür . Ne güzel bir hikmet değil mi ! . Hiç yanıltmıyor . Gözünün önünde her yıl yeniden yaşanıyor. Çünkü insanoğlu unutuyor. İnsanoğlu yaşadığı kötü günleri de unutmuştur artık . Çünkü iyi günlerini yaşamaktadır.  ilerleyen zamanlarda yeniden yaşayacağı zor günlere ulaştığı zaman yeniden acı çeker. Sanki geçmiş zamanda daha zor günleri hiç yaşamamış gibi. Geçmişte yaşanan zorlukların izleri kabuk bağlamış ve yaralı yerleri iyileşmiş olur. Yeni açılan yaralar karşısında hiç acı yaşamamış gibi hisseder. Ama İslamiyet’in esasında olan her bir Müslüman bilir. Burası imtihan Dünya’dır. Ölüm vakti geldiği o son an ve son vakit Son nefesinin , son imtihanlarında bile,  Şeytan bizim ahiretimizdeki akıbetimizi belirleyecek en büyük gücü almak için son çırpınışlarını sergiler.  İman’ımızı almak ister ; son anda  bile imtihan edilen bu Dünya’da vakitlice ya da vaktinin dışında yaşadıklarımızın karşısında neden doğruları bulamıyoruz.

    İşte ben bu karmaşıklığı yaşamıyorum  ! Çünkü düzenimi Allah c.c rızası dışında kalan etkenlerin yani  insanların varlıkları üzerine kurulu olmasına izin vermiyorum. Bu duruma izin Vermekte istemiyorum . İnsanoğlu aldanır , aldatır . Ama insanları aldatmayan tek gerçek var . O DA Allah c.c.dir. İnsanoğlu bu doğruluğa ulaşması için tüm insanlığa gönderilen Peygamberimiz Hz. Muhammed s.a.v ne güzel önderdir. Onun hayatını öğrendiğimiz zaman başımıza ne gelirse gelsin hiç tereddüt etmeden üstesinden gelebiliyoruz .  İnsanlara anlamlarından fazla yük yüklememeliyiz.  İnsanoğlu Ölümlü değil mi ? Allah c.c izin vermediği zaman aldıkları  nefeslerine  dahi hükmetmeyen yine İnsanoğlu .

     Bu Dünya’ya tek olarak doğum anımı yaşadım  ve tek olarak ölüm anını yaşayacağım. Var olmak ve vaade dilen güne kavuşmak yine tek başıma yaşayacağım zamanın dışına çıkmak mümkün değil. İçinde yaşadığın acıların ağrılarını yine kişinin kendisi yaşamaktadır. Allah’tan geldik ve yine ona döneceğiz. O bizlere en güzelini nasip edendir. Ondan gelen her şey en güzelidir. Zahmet çekmeden Rahmete kavuşmak olur mu hiç . Şu aciz Dünya için çabaladıklarımızın ne kadar Gerçek hayatımıza ait . Hiç kadar az. Ben bana verilen Aklımı doğruları öğrenmek için kullanmayı tercih ediyorum . Doğruları öğrenmeyen Aklım yanlışlıklar içerisin de beni doğruluğa nasıl ulaştırabilir ki .  Ben bu Dünya’ da ne kadar yaşamış olursam olayım  , yaşanmışlık bir çözüm değildir. Peki , hiç yaşamadıklarım karşısında ne yapabilirim ? Öyle bir durum karşısında kaybedeceğim.  Sen ne kadar doğru olursan ol . Etrafındaki kişilerin nasıl bireyler olduğunu nereden bileceksin. O vakit aldanma benim gibi aciz olanlara !

      Şahsım adına  bir tedirginliğim yok . Bahanelerim de yok. Allah c.c. dan  başka sığındığım ve umut beklediğimde bir güçte yok . Rızkımı tayin eden Allah c.c. ,  beni koruyan ve her zorluğa karşı kendimi koruyabilme iradesini veren yine Allah c.c. Her halime şahitlik eden  ( uyku halinde bile ) ve hesaba çekecek olan yine Yüce Allah’tır. Ben bu kadar doğruların içerisinde nasıl yanlışlıkların karşısında yaşamayı kabul edebilirim.

 

   Böyle bir  hayatı  benimseyen kişiyi ,   kim bulunduğu yerden daha aşağı yerlere götürebilir ki  ? ..

Gerçek takva sahibi Müslümanlar ancak ve ancak beni daha üst makama götürebilmek için liderlik edebilirler.

 

  Vesselam

 

Yıldız Soylu

 

 

 

LAAAAAAA (HAYIR) لا

     İnsan bir başka gözün içerisin de nasıl kendini bulabilir ? Kaybolmuş onca yılın , hiç kaybolmadığını hissettiren o derinliği saklaya...