30 Temmuz 2025 Çarşamba

ŞEHİT EDİLDİ AMİR . BİR POŞET PİRİNÇ BİR POŞET MERCİMEK , VE ŞEHİT EDİLMEDEN BİR KAÇ DAKİKA ÖNCE ELLERİNİ ÖPTÜ , TEŞEKKÜR ETTİ !

 

Gazze'deki yardım dağıtım noktalarında çalışan Amerikalı güvenlik personeli Anthony Agular, yardım almak için gelen fakat öldürülen Filistinli çocuk Amir'in hikayesini anlatıyor:

“28 Mayıs’ta bu küçük çocuk Amir yanıma geldi, elimi tuttu ve öptü.

Bu çocuğun ayağında ayakkabı yoktu. Üzerindeki giysiler neredeyse dökülüyordu çünkü o kadar zayıftı ki..

Yanında kutu bile yoktu, sadece yarım bir çuval pirinç ve mercimek vardı. Ve bize teşekkür ediyordu.

Oraya ulaşmak için 12 kilometre yürümüştü…

Vardığında, elindekileri yere koydu, o zayıf, iskelet gibi olmuş elleriyle bana sarıldı ve “teşekkür ederim” dedi.

Sonra eşyalarını topladı, kalabalığa doğru yürüdü… ve ardından biber gazı, göz yaşartıcı gaz, ses bombaları, mermilerle saldırıya uğradı.

Ayaklarının dibine ve havaya ateş ettiler. O kaçmaya çalıştı… İsrail ordusu kalabalığa ateş açtı… ve insanlar yere düşmeye başladı.

Amir de onlardan biriydi.

 12 kilometre yürüdü, eline sadece birkaç kırıntı geçti, yine de teşekkür etti… ve sonra öldü.”

     ALINTI ..

 

   Peki benim kalemim ne diyor ! ..

  Şehit oldu Amir daha 12 yaşındaydı . 12 yaşında bir çocuğun başına ne gelebilir ki ! Biz hala yaşayamadığımız çocukluk hayatımızın psikolojisini üzerimizde taşırken , 

    Amir ne yaşayabilirdi ki ? O masum çocuk neler yaşamış olabilir ki ? Bizim görmediğimiz , bizim yaşamadığımız nelere maruz kalmış olabilir ki . Kıyas ederken hala empati etmeye çalıştığımız yerden ayağa kalkmak bu kadar mı zor .

    Amir ne yaşamıştır ?

      Benim güzel Evladım . Her bir evlat gibi o da benim evladım . Gazze ‘ de öldürülen her çocuk benim çocuğumdur. Bir evlat daha kaybettim. Kaç evlat kaybettiğimi  ben de bilmiyorum artık . Onların annelerinden ne farkım var . Şehit edilen çocukların Anneleri olmadım . Ama onlar benim evlatlarım . Ben onları çok seviyorum . Onların Şehadete giden yolculuklarına gıpta ile bakıyorum . Şehitliğe giden yolculukta , onu şehit edenlere Teşekkür edecek kadar Cesur bir çocuk Amir.

   Yürüdüğün yollar da yalın ayakla yürüdün. Kızgın toprak ayaklarını yaktı mı Amir . Üzerindeki kıyafetler eski ve yıpranmış . Biliyor musun Amir bizim dolaplarımız kıyafet dolu . Hala da kıyafet  dolu , Biz yalın ayak yürümüyoruz . Açlık ile henüz tanışmadık . Çöl sıcağını iyi bilirim. Ben yetişkin biriyim Amir. İbadet etmek için Kabe’ye gittiğim de ben de yürümeyi tercih ediyorum . En fazla 3 km.  Ayakkabılarım var , en konforlu ve rahat olanlarından . Ellerim de soğuk su şişeleri ile ara ara su içerek yürüyorum . Oturuyorum , gölge kısımlarda duruyorum . En fazla on dakika ya da 20 dakika Güneşli alana denk geliyorum , o an da nefesim kesiliyor , Kabe’yi görme aşkı olmasa bir dakika bu yolları yürümem diyorum . Karnım tok , elimdeki su şişeleri buz gibi ve işte o kadar .

      Amir evden çıkarken bir evin yoktu değil mi ? Kim bilir belki Baban şehit olmuştu . Sen kim için çıktın onca yolu yürüdün . Benim gül kokulu evladım . Sen hangi Annenin kuzususun. Sen hangi canın canıydın . Sen bu yaşta kime kıyamadın da kızgın topraklarda  yalın ayak 12 kilometre yol yürüyerek , bir paket pirinç bir paket mercimek karşılığın da , seni şehit edecek askerlere Teşekkür ettin.

   Senin bu Şehadetin bana Hz. Ali’nin ibadet esnasın da hançer ile yaralayan Abdurrahman İbn-i Mülcem'e Süt ikram edilmesini istediği anı hatırlattı . Bu yaralanmadan birkaç gün sonra Hz. Ali şehit olmuştu.

 Amir bana bunu hatırlattın. Senin Şehadetin elini uzatıp , öptüğün , teşekkür ettiğin , gülümsediğin kişilerin yandaşları tarafınca ,  birkaç dakika sonra Şehit edilmenin bana başka hangi durumu hatırlatabilirdi.

    Biz çocukluk hesaplaşmasının içerisinde kaybolmuşken , sen çocuk yaşta nasıl Şehit olunur diye gülümsüyorsun.

  Günlerce aç kalmanın , yaşadığın topraklar da yıkılmamış tek binanın kalmadığı molozların etrafın da sığındığın beton parçaları seni koruyamadı değil mi ?

   Biz seni korumanın derdin de hiç olmadık ki . Biz çeşit çeşit yemek yemeye devam ediyoruz . Tv karşısın da film gibi seyrediyoruz . Ama film etkisi de vermiyor artık . Bu vahşetin karşısın da gözyaşı dahi dökmez olduk . Bizi ne ilgilendirir demi Amir . Bizi ne ilgilendirir senin Şehadetin .

   Ama beni çok ilgilendiriyor . Amir ben senin şehadetine gıpta ile okudum ve anlamaya çalıştım.  Anne ’ne ya da kız kardeşine , ya da 12 yaşında iken bakmakla yükümlü oldukların için o küçük ellerinin arasına aldığın pirinç ve mercimek , beton yığınlarını arasındaki evine kavuşmadan kanlarına bulandı Amir. Senin o tertemiz kanına bulandı Gazze’nin toprakları . Yalın ayak yürüdüğün ateş gibi yakan toprak ayaklarının altını ne çok yakmıştır. Ayaklarının altına bir şeyler batmıştır. Acıtmıştır taşlar , sert cismiler , güneşin altında yürürken çok terledin mi ? Güneşten seni koruyacak güneş kremin evde kaldı sanırım. Bizim burada güneş krem sürmeden çıkmıyorlar dışarıya . Kıyafetlerin güneşin sıcaklığını koruyan tarzda değildi , tozlu , yırtık , kaç gündür üzerindeydi Amir.

    Amir ardında kalan annen kimin için ağlayacak . Ağlayacak kadar göz yaşı kaldı mı !. Mis kokulu güzel evlat . Bir annenin bir babanın başına gelebilecek en güzel nimetsin sen. 12 yaşında şehit olan Amir. Şehadetine birkaç dakika kala kendini öldürecek askerlere Teşekkür eden Amir.

     Cennet’ e Resul’ü Ekrem seni karşıladı biliyorum . Şehit edilen ailene kavuştun . Amir o kurşunlar vücuduna değdiği an ne hissettin !. Artık hiçbir yaşanılanın önemi kalmadı Amir.

   Sen artık hiç aç kalmayacaksın. Sen hiç Güneş’in kızgın çöllerin de yalın ayak yürümeyeceksin. Amir sen etrafına tonlarca atılan bombaların sesinden irkilmeyeceksin. Amir sen artık hiç üzülmeyeceksin.

   Ardında kalan yakınların senin kurtuluşuna mutlu olacaklar . Ama Annen yaşayan kardeşlerin senin yokluğuna dayanamayacaklar . Yüzün de Cennetin yansıması var. Gözlerinin içi parıl parıl . Saçlarının her biri ipek gibi. Benim tertemiz yüzlü Amir’im. Şehadetin beni daha da güçlü kıldı .

   Ve ben senin şahadet haberini okurken bunları hissettim. Artık hissettiklerimi gizlemeyeceğim. Sen şehit edilirken yüzündeki ve kalbindeki temiz duyguları gizlemediğin gibi.

 

 


Vesselam


Yıldız .. 

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Allah onlari cennetde bekliyor

LAAAAAAA (HAYIR) لا

     İnsan bir başka gözün içerisin de nasıl kendini bulabilir ? Kaybolmuş onca yılın , hiç kaybolmadığını hissettiren o derinliği saklaya...