Beni sana bağlayan ;
Kıyıya vuran hırçın bir dalga mı ?
Yoksa sakince yağan bir yağmur tanesi mi !.
Alışılagelmiş beraberlik mi ;
Bir başka ismi İSİMSİZ mi ?
Soğuk bir savaş ,
Acımasız bir o kadar da CAN YAKICI
Bazen yoRğun düşen kavgalarımız suskunluğa bürünse de ,
Hiç vakit kaybetmeden aramızdaki keskin kılıç kılıfından çekilen ..
Bir o kadar da masum .
GERÇEK , KORKUSUZ ,
AKLIN BAŞA ALINMADIĞI BİR YERDE .
Çözüm noktası ATIŞTA , Kim daha iyise ,
Ölümüne vururken , dönüp elinden tutup kaldıran yine sen ve ben ..
Kayıp bir hikaye bu , adı yok , kendisi yok , oyun oynayacağı bir sahnesi de yok .
Hiç yaşanılmamışçasına güzel , her şey yaşanmış gibi kusursuz .
Huzuru bağrında barındıran
Yüzünün güzelliği yansımış , kum tanesi ile savrulmuş .
Mevsimin de olan sevgi ,
Sonbaharın tenine değdiği güneş gibi , dinlendirici ..
Bu sebepten tüm mevsimini yaşadı sevgimiz ,
Yine de TAHT kurdu , kurulmaz şehrin merkezine
Ne gün batımı gibi karanlık , Ne de güneşin yeni doğumu gibi ışık .
ALACA KARANLIK ,
GÖZÜN , GÖZÜM DE ,
RUHUN , RUHUM DA
SÖZÜN , SÖZÜM DE
ÖMRÜN , ÖMRÜME ,,,,,
ES RÜZGAR SEVGİYE ….
YILDIZ SOYLU
1 yorum:
Platon, M.Ö 400’lerde yaşamış ünlü filozoflardan birisidir..dünya felsefe literatürünün tamamının, onun ‘devlet’ adlı eserine yazılmış bir dipnot olduğu söylenir..öylesine güçlü bir etki bırakmıştır felsefe tarihinde..Platon’a göre duyularımızla algıladığımız maddi görüngüler alemi yani içinde yaşadığımız şu dünyanın yanısıra bir de her madenin varlığın formunun olduğu, ‘ide’lerin dünyası vardır..işte bu idealar dünyasında yeryüzünde vücut bulmuş ne varsa onun zihinsel, soyut bir karşılığı taslağı, formu yer alır..örneğin ağaç denilince zihnimizde birçok ağaç canlanır ve bunlardan hangi türün kastedildiği söylenmedikçe özel bir ağaç formunu yakalayamayız..şayet biri söylenirse mesela ‘çam ağacıı’ denilirse ‘hakikat’ ile ‘ide’ buluşmuş ve kastedilen kavranmış olur..
aşk da platon için diğer fenomenler ve numenler gibi böyledir..idealar alemindeki aşk, diğer 'ide'ler gibi kavuşulamazdır ve biz sadece onun yeryüzü formlarını, yeryüzüne düşen gölgesini dünyada görür, şahitlik eder, yahut yaşarız..elbette ki hiçbir gölge aslın yerini tutmayacaktır..ol bu sebeple ulaşılamayan ya da karşılık görmeyen, habersiz tek taraflı sevmeler, zaman içinde platonun idealar alemine nispetle ‘platonik aşk’ olarak isimlendirilmiş..nazımın dizeleri ile ‘’yani sen elmayi seviyorsun diye/ elmanin da seni sevmesi sart mi?’’ gibi karşılık beklemeden, yalnızca sevmek..platonik aşk..platonca aşk..pür aşk..yıllarca sevmek ,,kimsenin sevemeyeceği, kimsenin düşünemeyecği kadar son nefese dek aklının hep bir köşesinde kalbinin ise bütününde onu sır gibi saklamak..sonra esirgemek, sakınmak, bir ömür onunal söyleşip durmak..monolog..bu sebeple platonik aşka aşkın en saf en ideal yani idea dünyasındaki formuna en yakın hali derler..peki ya Aşkın bu en saf idea hali midir beni cezbedip kendisine meftun eden? yoksa yine yalnızca o sultanın mıdır bütün marifet? O’nun yıldız yıldız parlayan gözleri midir yaşama anlam, yola ışık veren? Yol demişken leyla da mecnun da birbirlerinden çok yola vurulmuştur belki de..
Yorum Gönder